Menü Kapat

Alan Ve Meslek Seçimi

alan ve meslek seçimiBilindiği gibi sınav sisteminde” de bir çok değişiklikler olmuştur. Lisede öğrencinin kendisine en uygun alanı seçmesinin önemi daha da artmış, alanı ile ilgili olarak kılavuzda belirtilen programları seçen öğrencilerin AOÖBP katkısı artırılmıştır. Sınav  Kılavuzunda, lisedeki alanlar ile üniversitede ilgili oldukları belirtilen bölümler konusunda da bir çok değişiklikler yapılmıştır.

Bir okulu seçmedeki amaç eve yakın olması, es dost tavsiyesi ya da rastlantısal olmamalıdır. Okul seçimi öğrencinin geleceği ile ilgili olarak seçeceği mesleklere göre bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Ülkemizde meslek bilincinin henüz oluşmadığını ve insanlarımızın çoğunlukla bilinçsizce bir mesleğe veya is alanlarına yöneldiklerini biliyorsunuz. Son Sınıfa gelmiş hatta bitirmiş bir çok genç, henüz ne yapacağını ve ne olacağını bilmeden yaşamının verimli yıllarını harcamaktadır. Bu durumun, aileler ve gençler için umut kırıcı, yeni sorunları kışkırtıcı olduğunu yasıyor ve görüyoruz.

Ülkemizde is ile meslek birbirine karıştırılmaktadır. Meslek ve is birbirinden farklı kavramlardır. Meslek bir kimsenin hayatini kazanmak için yaptığı, kuralları toplumca belirlenmiş ve belli bir eğitimle kazanılan sistemli etkinlikler bütünüdür. Meslek, belli bir tür alanda etkinlikte bulunabilme gücüdür. Is ise, belli bir is yerinde sürdürülen benzer etkinlikler grubudur. Bir kimsenin mesleği olabilir, ama isi olmayabilir. Bir isin olması da bireyin mesleği olduğu anlamına gelmez. Günümüz dünyasında önemli olan bireyin meslek sahibi olmasıdır. Geleceğin dünyası meslek sahibi olan insanlarla belirlenecektir. O yüzden gençlerin is sahibi olması önemlidir ancak meslek sahibi olması daha da önemlidir.

Meslek, bir kimsenin hayatini kazanmak için yaptığı,kuralları toplum tarafından belirlenmiş ve belli bir eğitimle kazanılan bilgi ve becerilere dayalı faaliyetler bütünüdür. Mesleğin sürdürülmesinde etkenlerden biri olan kazanç bireyin meslek seçimi kararını etkileyen tek etmen değildir. Bu kararı etkileyen sosyal statü, düzenli yasam gibi farklı doyum kaynakları da vardır. Kazanç sağlama gibi sorunu olmayan kişilerin mesleki faaliyetlerini sürdürmelerinin yada bazı bireylerin az gelir getiren meslekleri çok gelir getiren mesleklere tercih etmelerinin nedeni de budur.

Meslek,bireyin yeteneklerini, kendini geliştirme ve gerçekleştirme yoludur. Bireyin kişilik özelliklerini, ideallerini, hayat görüsünü, değerlerini belirler. Birey gününün büyük bir kısmini isinde geçirir. Bireyin yaptığı faaliyet ilgi ve yeteneklerine hitap ediyorsa kişi mesleki açıdan doyum sağlar .Mesleki doyum ise, genel doyuma yansır. Bir nevi bireyin hayatta mutlu olması kendi özelliklerine uygun doyum sağlayacağı meslek seçmesine bağlıdır.

Meslek seçimindeki kararı bireyin,isindeki basari ve basarisizliğini da etkiler. Her birey farklı ilgi ve yeteneklere sahiptir. Her meslekte farklı yetenekleri gerektirir. Bir kimse sahip olduğu nitelikleri gerektiren, sahip olmadığı nitelikleri gerektirmeyen mesleklerde basarili olur.

Günümüzde meslek seçeneklerinin artması, buna bağlı olarak meslekte uzmanlaşmanın artması, mesleğe hazırlanmanın uzun süreli eğitimi gerektirmesi seçme işleminin önemini arttırmaktadır. Bireyin seçim yapmak zorunda olduğu meslekler geniş bir yelpaze göstermektedir. Tüm bunlar doğru ve gerçekçi seçim yapma zorunluluğunu artırmaktadır.

Bireyin gelecekteki yasam tarzını belirlemesinde dönüm noktası olan mesleki tercihini yaparken doğru ve isabetli karar verebilmesi için izleyebileceği basamaklar söyle sıralanabilir.

1.Bireyin Yeteneklerinin Belirlenmesi
(Ben neler yapabilirim?)

Yetenek belli bir eğitimden yararlanabilme gücüdür. Bireyin hangi eğitim programında basarili olabileceğini gösterir. Yetenek meslekteki basariyi etkileyen etmenlerden biridir ve temel gerekliliktir. Seçtiği Mesleğin gerektirdiği en az yetenek düzeyine sahip olmayan bireyin o meslekte basarili olması olası değildir. Bunun yanında sahip olduğu yeteneklerin ,kapasitenin altında bir yetenek düzeyi gerektiren mesleğe yönelen bireyin meslekte doyum sağlaması da mümkün olmayacaktır.

Akademik yeteneğin, okulda derslerdeki basarinin yada basarisizliğin araştırılması, sözel yada sayısal düşünme yeteneklerinden hangisinde daha basarili olduğunun belirlenmesi gerekir. Bunun için bireyin Fen, Sosyal, Matematik, Türkçe derslerindeki basarisi bir ölçüt olacaktır. Bunun dışında cisimleri üç boyutlu görebilme, şekiller arasındaki benzerlik ve farklılıkları bulabilme gücünün belirlenmesi de araştırılması gereken yetenek alanıdır.

sayısal düşünme gücüne sahip olmayan , Fen, Matematik gibi sayısal derslerde basarili olmayan bir bireyin Tip Fakültesi, Diş Hekimliği, Mühendislikler gibi sayısal puan ile öğrenci alan yüksek öğretim programlarında basarili olması mümkün değildir. Cisimleri üç boyutlu görebilme, bir evin planına bakarak o evin yapılış halini göz önünde canlandırabilme ,bir seklin açılımını düzlem üzerinde çizebilme gücüne sahip olan birey mimarlık eğitiminde basarili olabilecektir.

Sözcükleri ustalıkla kullanamayan, zengin bir sözcük dağarcığına sahip olamayan kişinin dil ve edebiyat programında basarili olması beklenemez.

2. İlgi Alanlarının Belirlenmesi
(Ben neleri yapmaktan hoşlanırım?)

Yetenekler, bireyin hangi eğitim programında daha basarili olabileceğini gösterirken ilgiler, bireyin hangi faaliyetlerle uğraşmaktan zevk duyacağını belirler ve isin özüne iner. İlgiler, yeteneklerle ilişkilidir. İlgi duyduğumuz alanlar çoğunlukla yetenekli olduğumuz alanlardır.

Seçilecek olan Mesleğin, insanlarla diyalogu, onları yönetmeyi, yönlendirmeyi, onlara hitap etmeyi, yardim etmeyi yoksa insanlarla değil de objelerle uğraşmayı gerektiren faaliyetlerimi içermesinin belirlenmesi, bunun dışında edebiyata, müziğe, güzel sanatlara karsı olan ilgilerinde belirlenmesi gerekir. Birey ilgi duyduğu, hoşlandığı isleri severek yapar. Bireyin ilgi duymadığı faaliyete yönelmesi hem mesleki doyumunu hem de basarisini olumsuz olarak etkileyecektir. İnsanlara yardim etmekten, insanların sorunlarını dinleyip sorunlarına çözüm aramaktan zevk almayan bir psikologun ne kendisine nede kendisinden yardim isteyen kişiye faydası olacaktır.

3.İş Değerlerinin Belirlenmesi
(Ben ne istiyorum)

Yetenek ve ilgilerin belirlenmesinin ardından bireyin meslekteki beklentilerini tanımlaması gerekir. Is değerleri, bireyin meslekte nelere önem verdiğini, mesleki faaliyetin sonunda elde etmek istediği olanakları gösterir.

Kazanç, yaratıcılığı kullanma, liderlik, yeteneğini kullanma, işbirliği, ün sahibi olma, sosyal statü, düzenli yasam, değişiklik gibi is değerleri vardır. Birey bu değerlerden kendisi için önemli olanları belirlemeli. Kendisine belirlediği bu değerleri sağlayacak mesleğe yönelmelidir. Ancak ilgi ve yeteneklerini de göz ardı edilmemesi gerekir.
Meslekte düzenli bir yasama, sosyal statüye, işbirliğine, yaratıcılığın anlatım bulmasına önem veren birey kendisine bu beklentilerini sağlayabilecek olan “öğretmenlik” mesleğini tercih edebilir.

4.Kişilik Özelliklerinin Belirlenmesi
(Karakterim Nasıl?)

Meslek seçimi, bireyin kişiliğinin yansımasıdır. Bireyin meslek seçiminde isabetli olması kişilik özelliklerini çok iyi tanıyıp bu özellikleri gerektiren mesleklere yönelmesine bağlıdır.

Bireylerin çok farklı kişilik özellikleri vardır. Atak, girişken, çekingen, uysal, hırslı, idealist, derin düşünmeyi seven, sorumlu, bağımsız, duygusal, hayal gücü zengin, realist, mantıklı, etkin, sosyal, riske giren, heyecan arayan, sinirli, kendi basına buyruk, alçak gönüllü, düzenli, kurallara bağlı, içe dönük, dışa dönük vb. çok çeşitli kişilik özellikleri bulunur. Bireyin sayılan bu özelliklerinden hangilerine sahip olduğunu belirlemesi ,seçimini bu doğrultuda yapması gerekir.

İkna gücü yüksek, dışa dönük, insanlarla devamlı ilişki halinde olan girişimci niteliklere sahip olan birey avukat, politikacı yada pazarlamacı olabilir.

Kurallara bağlı ,düzenli,statüye önem veren , sorumlu, nesnelerle uğraşmaktan hoşlanan bireylerin,bankacılık, büro memurluğu, muhasebe gibi mesleki yönelmeleri isabetli olacaktır.

İzmir öğrenci Yönlendirme Merkezinde geliştirdiğim “ kişilik Meslek Envanteri “ ile bir öğrencinin yeteneklerine, ilgilerine, beklentilerine ve yukarıda belirtilen diğer bütün kişilik özelliklerine birden en uygun olan meslekler belirlenebilmektedir. Bu Envanter ülke genelinde bir çok özel okul ve dershane tarafından da halen iznimiz dahilinde kullanılmaktadır.

5. İlgi Duyulan Mesleklerin İncelenmesi

Bireyin kendini yukarıda açıklanan sekliyle tanımasının ardından ilgi duyduğu meslekleri tanıması gerekiyor. Bireyin meslekler hakkında araştırmasını;

a) Meslek mensuplarının yaptığı temel faaliyetler
b) Çalışma ortamı
c) Çalışma koşulları
d) Çalışanlarda aranan nitelikler
e) mesleğe hazırlanma
f) İlk ise giriş
g) Meslekte ilerleme
h) Kazanç
i) Is bulma olanağı ve Mesleğin geleceği

konularında yoğunlaştırması gerekir. Bilgi toplamak için, meslekleri tanıtan kılavuzlardan, rehber kitapçıklarından, mesleki tanıtım seminerlerinden, okullardaki, dershanelerdeki rehberlik servislerinden, o Mesleğin mensuplarından yararlanılabilir.

Karar aşamasında, gerekli alt yapıyı anlatıldığı şekilde oluşturan birey, sahip olduğu ilgi, yetenek ve kişilik özelliklerini düşünüp bu özelliklerini gerektiren ilgi duyduğu meslekte karar kılabilir. Üzerinde durulacak temel nokta bireyin kendini olmak istediği gibi değil olduğu gibi objektif olarak tanıması ,ilgi duyduğu meslekleri de olumlu,olumsuz özellikleriyle tanımasıdır.”Ne kadar çok kazanabilirim?” yerine “Ben hangi isi en iyi şekilde yapabilirim?”,”Hangi ortamlarda ve koşullarda çalışmaktan mutlu olurum?”sorularına gerçekçi olarak yapılacak incelemeden sonra samimi olarak cevap vermektir.

Gencin meslek seçimi kararını etkileyen etmenlerden biri de anne-babanın genç üzerinde oluşturduğu baskıdır. Birçok ebeveyn çocuklarını bol kazanç getiren saygın mesleklerde görmek isterler. Ya da kendi ulaşamadıkları meslekleri seçmelerini arzu ederler. Meslek seçimindeki kararını net olarak belirlemeyen birey bu baskılardan etkilenir ve ailesinin istediği mesleğe yönelir. Birey bu şekilde Seçtiği Mesleğin ,kendine uygun olmadığını zamanla anlar. Kendi arzuladığı mesleğe ulaşmak için ya öğrenimini yarıda keser, ya da öğrenimini tamamladıktan sonra tekrar bir hazırlığa girişir.

Bu durum genç için zaman ve emek kaybı yaratır. Bu tip durumlara düşmemek için bireyin kararını kendisi vermesi, bu karar doğrultusunda ailesini ikna etmesi anne babanın da gencin bu kararına saygı göstermesi gerekir.

kişilik özelliklerinize, yeteneklerinize, günün koşullarına uygun, bilinçli bir meslek seçimi, toplumda sağlıklı, mutlu, kendi kendisiyle barışık insanlarında şayisini da çoğaltacaktır.2000’li yılların Türkiye”sinin siz gençlerle daha umutlu, daha aydınlık olacaktır.

Ülkemizde kişilik envanterlerinin rehberlik ve psikolojik danışmada kullanımı yetenek ve ilgi envanterlerinin kullanımı kadar yaygın değildir. Halbuki öğrencinin psikolojik yardim almasını gerektirecek bir kişilik bozukluğunun olup olmadığını ve kazanmak istediği mesleğe uygun kişilik görüntüsüne sahip olup olmadığını anlayabilmek için kişilik testlerine oldukça gereksinim vardır.

mesleğe yönelme sorunlarını ele alırken kişilik envanterlerinden yararlanmak, mesleki danışmada konuyu derinleştirmeye yardımcı olmaktadır. Öte yandan, meslek seçimi ve kişilik özellikleri arasındaki ilişki dikkate alındığında kişilik envanterlerinin eğitsel ve mesleki rehberlikte de kullanılmalarının gerekliliği açıkça görülmektedir.

Ülkemizde meslek seçimi konusunda hazırlanmış olan bazı testlerin dökümanlarında, kişilerin sözel yeteneklerinin olduğu saptandığı halde sadece ilgi duyduğu için sayısal meslekler de önerilmektedir. Ayni şekilde sayısal yeteneği olan bir öğrenciye de sırf ilgisi var diye sözel meslekler de önerilmektedir. Bu durum gençlerde, meslek seçimi konusunda daha da fazla kararsızlığa yol açmaktadır. Bu gibi sakıncalı durumlar, testlerin bilgisayar programlarını yapan kişilerin ÖSYM sınav sistemini ve liselerdeki sınıf geçme ve Alan seçme sistemini bilmediklerini göstermektedir.

öğrenci Lise 1. sınıf sonunda alan seçmek durumundadır. Bu nedenle öğrenci yeteneğinin bulunduğu alana gitmeli, ilgi alanlarından ise yetenek alanına uygun olanlarını tercih etmelidir. Örneğin, öğrencinin sözel yeteneği bulunuyorsa ve ilgileri arasında gazetecilik, tip, halkla ilişkiler, mimarlık vb. meslekler varsa burada halkla ilişkiler ve gazeteciliği seçmelidir.

Çünkü, hem ilgisine, hem de yeteneğine uygundur. Aksi takdirde tip ve mimarlığı seçerse sayısal bölümlere gidecek, yeteneği olmadığı için de çok zorlanacak ve hem derslerden kalıp sene kaybedecek, hem de başarması çok zor olan bir alanda uğraşıp başaramadığı için de aşağılık kompleksine girebilecektir. Ayni durum sayısal yeteneği olan öğrencinin sözel mesleklere ilgisi var diye, sözel bölümlere gittiği durumlarda da görülmektedir.

Ayrıca meslekten beklentileri ölçüldüğünde yine beklentisine uygun olan meslekler içerisinden yetenek alanına da uygun olanlar öğrenciye önerilmelidir. Bütün bunlar ile yekinilmeyip öğrencinin içe-dışa dönüklük durumu dikkate alınarak önerilen meslekler arasından elemeler yapılmalıdır. Örneğin “Halkla İlişkiler” mesleğine yeteneği ve ilgisi olan bir öğrencini aşırı içe dönük ise bu meslek öğrenciye önerilmemelidir. Ayrıca öğrencinin yüksek ilgilerinden birden fazlasında çakışan mesleklere yönelmesi daha yararlı olacaktır.

Sonuç olarak, öğrenciye önerilen meslekler hem yeteneklerine, ilgilerine, meslekten ve hayattan beklentilerine hem de diğer kişilik özelliğine uygun olmalıdır. Ayni zamanda öğrenci sayısal veya sözel alanlardan da kendisine en uygun olanını rahatlıkla seçebilecektir. öğrenci, sayısal bölümde ise (Fen veya Mühendislik) bu puan türünden öğrenci alan çok sayıdaki bölümler içerisinden bütün kişilik özelliklerine en uygun olanları seçebilmelidir.
öğrencinin kişiliğini tanıması, eksik yönlerini gidermeye çalışması, kendisini mutlu edebilecek alanlara ve mesleklere yönelmesi, hem öğrenim hayatında, hem de diğer bütün yaşamında yararlı olacaktır.

Ancak testlerin bir gözlem aracı olduğu unutulmamalıdır. İyi bir gözlemle birlikte değerlendirilen test sonuçları, daha sağlıklı bilgiler verir. Günlük basın ve dergilerde sik sık rastlanan “Duygusal bir insan misiniz?” ya da “Saldırgan misiniz?” türünden anketlerle bilimsel olarak hazırlanmış testlerin birbirinden ayrılması gerekir. Çünkü gazete ve dergilerdeki anketler belli bir kurama dayanmazlar; öznel bir yöntemle seçilen soruların geçerlilikleri yada uygunlukları denenmemiş, yeterli sayıda kişiye uygulanıp standartlaştırılmamışlardır.

Buna karşılık bilimsel testler belli bir kurama dayanırlar, seçilen sorular denenmiş olup, yeterli sayıda kişiye uygulanarak standart hale getirilmişlerdir. Kısacası bilimsel bir test, ne amaçlıyorsa onu ölçer. Bilimsel testlerde her şeyden önce kuramsal bir kişilik modeli geliştirilir. Daha sonra, ölçülmek istenen kişilik özellikleri belirlenir ve bu özelliklere ilişkin sorular hazırlanır. Bu sorular önce bir ön denemeden geçirilerek çok sayıda kişiye uygulanır, ondan sonra daha geniş gruplara verilir.

İnsan kişiliklerinin birbirinden üstün yada aşağı olduğunu söylemek olanaksızdır. Örneğin; dışa dönük kişilerin, içe dönük kişilerden üstün ya da aşağı olduğunu değil, sadece farklı olduklarını söyleyebiliriz ve her iki kişilik özelliğinin de üstünlük ya da yetersizlik alanları farklıdır. Önemli olan kişilerin ne olduğunu bilmesi, yeteneklerini ve güçlerini kişiliğinin özellikleri doğrultusunda kullanabilmesi, yetersizliklerini giderebilmesidir.

“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin ya nice okumaktır.”
Yunus EMRE

Bir yanıt yazın