Menü Kapat

Daha iyi bir eğitim için 9 adım

eğitimFinlandiya, Kanada, Güney Kore gibi kaliteli eğitim sistemine sahip ülkelerin sırrı ne biliyor musunuz? ‘The Center on International Education Benchmarking’in raporu bu sorunun peşine düşüyor. Eğitimde yüksek performans gösteren ülkeleri masaya yatıran organizasyonun hazırladığı rapor, eğitim başarısını artırmak isteyen ülkeler için önemli ipuçları da sunuyor.

ABD Washington merkezli ‘The Center on International Education Benchmarking (CIEB)’ dünyanın en başarılı eğitim sistemleri üzerine çalışmalar yürütüyor. PISA ve TIMSS gibi uluslararası öğrenci değerlendirme programlarında yüksek performans gösteren ülkelerin neyi iyi yaptığını analiz ediyor ve güncel eğitim stratejilerine yönelik raporlar yayınlıyor. CIEB ‘Birinci Sınıf Eğitim Sistemleri için 9 Yapı Taşı’ raporunda eğitim performanslarını artırmak için ülkelerin odaklanması gereken,Türkiye’nin de çok şey öğrenebileceği dokuz önemli ipucu paylaşıyor.

1- Okula başlamadan önce çocuklara ve ailelere destek sağlayın

Okula sağlıklı bir şekilde başlayan çocukların öğrenmeye karşı daha meraklı ve hazır oldukları görülüyor. Çocuklarına erken yaştan itibaren destek veren ülkeler eğitimde daha başarılı. Birçok ülke doğum öncesi için ailelere yardımlar yapıyor. Böyleceanne ve çocuk sağlığı destekleniyor. Ayrıca çalışan annenin mağdur olmaması için yüksek nitelikli anaokullarının sayısını artırıyorlar. Bunu yapmayan ülkeler gittikçe güçlenen ve büyüyen bir gelir eşitsizliğine sahip oldukları için birçok çocuk okula dezavantajlı olarak başlıyor. Bu durumun üstesinden gelmek ise, en iyi şartlar sağlansa bile çok zor oluyor.

2- Dünya standartlarında, uyumlu bir öğretim sistemi geliştirin

Eğitimde adından söz ettiren ülkeler, tüm öğrenciler için son derece gelişmiş, uyumlu ve talepkâr bir öğretim sistemine sahip. Bu sistemler; performans standartlarını, müfredatlarını ve değerlendirme mekanizmalarını verimli şekilde bünyesinde topluyor. Eğitim konusunda lider olanlar, sistemlerini bu yönde kurduktan sonra kenara çekilmiyor, diğer lider ülkelerle kendi standartlarını sürekli kıyaslıyor. Müfredat ve ölçme değerlendirme yaklaşımlarını ele alıyor. Genellikle müfredatları ana dil,İngilizce (bazen başka bir yabancı dil), matematik, fen bilimleri, teknoloji, kendi tarihleri, dünya tarihi, coğrafya, müzik, güzel sanatlar ve fiziksel eğitim derslerini içeriyor. Bunlar tüm dünyada benzer başlıklarla veriliyor. Ancak bu ülkeler söz konusu derslerde öğrencilerine şu kazanımları vermeye çalışıyor:

– Bilgi genişliği,

– Alanlarda derin kavramsal bir anlayış,

– İyi yazabilme becerisi,

– Birçok farklı disiplinden materyalleri gerçek dünya problemlerini irdelemek için sentez haline getirebilme becerisi,

– Güçlü analitik, yaratıcı ve yenilikçi bir kapasite oluşturmak.

3- Risk altındaki çocuklara daha çok kaynak ayırın

Eğitimde en iyi performansı gösteren ülkeler, kendi sistemlerini yaratmak için önemli bir karar vermeyi başardı. Eskiden sadece elit öğrencilerin sahip olduğu eğitim standartlarını, herkese sundular. Buralarda devlet politikasına yön verenler artık bir noktayı anladı: Dezavantajlı çocukların yüksek seviyede başarı yakalayabilmesi için, avantajlılara göre daha fazla kaynağa ulaşmaları gerekiyor. Bu ülkeler, dezavantajlı öğrenciler için daha çok öğretmenle çalışıyor. Bazıları en iyi öğretmelerine teşvik sağlayarak düşük gelirli ve göçmen ailelerin çocuklarına daha kaliteli eğitim vermenin yollarını arıyor.

4- Yüksek kalitede öğretmenlerin  seçimini garanti altına alın

Eğitim sistemleri ve başarıları ile göz dolduran ülkeler, daha önce sadece elit öğrencilerin sahip olduğu standartların genele yayılmasının, yüksek kalitede öğretmenler olmadan başarılamayacağını bilir. Özellikle Güney Kore ve Finlandiya’daöğretmen yetiştirme programları son derece seçici. Başvurularda kabul oranı yüzde 10-15 arasında değişiyor. Öğretmen yetiştirme programına alınacak adayları titiz ve kapsamlı bir seçim süreci bekliyor. Öğretmen yetiştirme programına kabul edilecek adaylarda akademik geçmişe, öğrenciler için ne oranda güvenilir olabileceğine ve öğretme konusundaki tutkusuna bakılıyor. Tüm bu seçim sürecinde görüşmeleri uzman eğitimciler yapıyor. Adayların öğrencilerle ilişkileri de zaman zaman gözlemleniyor. Öğretmenler mesleğe atıldıkları ilk birkaç yılda uzman/ tecrübeli bir öğretmenin yanında staj yapıyor. Mesleğe hazırlanması için yeni öğretmenlere süre tanınıyor.

5- Öğrencilerin çıkmaz sokaklarda kaybolmayacağı bir eğitim sisteminin peşine düşün

Başarılı bir eğitim sisteminde asla çıkmaz sokak olmaz. Her yol bir diğerine mutlaka bağlanır. Bir öğrenci istediğinde takip ettiği eğitim patikasını sürekli ileriye taşıyabilir. Sistem onu “Buraya kadar” deyip, başlangıç noktasına göndermez. Bu konuda gelişmiş bir sistem, öğrencinin geçmişte kaçırdığı yeterlilikleri yeniden alması için düzenlenmiştir. Bir öğrenci beyin cerrahı ya da mühendis olmak istiyorsa, ona göre kendine gerekli olan dersleri seçebilir.

6- Bir liderlik programı oluşturun

Başarılı eğitim sistemleri, nitelikli eğitim yöneticilerinin ortaya çıkmasını ve yönetilmesini sağlayacak liderlik yapıları da geliştirir. Bu sistem farklı becerilere sahip okul liderlerini tespit eder ve onların gelişmesinde rol oynar. Dünya genelinde profesyonel yöneticilikle ilgili ne biliniyorsa, eğitim dünyasının lider ve yöneticilerinin de bundan faydalanması sağlanmalı.

7- Etkili bir kariyer sistemi yaratın

Bir ülkede sağlıklı büyümenin yolu, düşük işsizlik ve eşitsizlik sorunu ile güçlü, rekabetçi bir ekonomiden geçiyor. Bunların sorunsuz sürdürülmesinde anahtar rol, mesleki ve teknik eğitim programlarında gizli. Eğitim sistemlerinin yeterince gelişmediği ülkelerde mesleki ve teknik eğitim, genellikle başka hiçbir seçeneği kalmayan öğrencilerin sığındığı liman haline geliyor. Eğitimde öncü olanlarda bu eğitim programları, öğrencilere gelecekte iyi bir kariyer imkânı sunabilecek çok önemli bir alan olarak işlev görüyor. Bu alandan mezun öğrenciler, modern teknik becerileri güncel ekipmanlarla alıyor, böylece sektöre atıldıklarında sorun yaşamıyor. Eğitim sistemlerinde mesleki ve teknik eğitimi nereye oturtacağını bilememiş olanlarda ise bir ya da iki nesil öncesi ekipmanlarla eğitim alan öğrenciler, iş bulmada zorluk çekebiliyor. Eğitimde öncü ülkelerde mesleki ve teknik alanlardaki müfredatların endüstri ile uyumlu bir yapıya sahip olduğu görülüyor. Bu, gelişmemiş eğitim sistemlerinin en büyük açmazlarından biri.

8- Yapılar arasında uyumun gelişmesini sağlayacak meşruluğu ve uygulama gücü olan bir kontrol sistemini inşa edin

Tüm eğitim kurumları arasında koordinasyonu sağlayacak, yasaların uygulanmasında rol alacak, işleyen bir sistem hayati öneme sahip. Eğitimde önde gelen ülkelerde bu, işin başına seçimle gelen eğitim bakanlıkları tarafından yürütülüyor. Bu kurumlar sadece yasa koyarken değil, aynı zamanda bir problem olduğunda hesap verilebilirliği mümkün kılıyor ve güçlendiriyor.

9- Öğrencilerin performanslarını, öğretmenlerin ise profesyonel pratiklerinin sürekli gelişimini destekleyecek okullar tasarlayın

Hizmete alınan yeni öğretmenlerin gelişimi öncelik olmalı. Kariyer merdivenleri, öğretmenlerin yeteneklerini geliştirmesine izin vermeli ve farklı basamaklardan oluşmalı. Bu konuda bir kültür yaratılmalı. Organizasyonlarla bir bütün olarak okullarda sürekli gelişim sağlanabilmeli. Kariyerinde zirveye çıkan eğitimciler, sistemde sürdürülebilir bir şekilde diğer öğretmenlere mentorluk hizmeti vermeli. Bu öğretmenler, öğretim sistemleri ve metotlarında geliştirmeye ihtiyaç duyulan alanları belirlemeli. Çeşitli seviye, alan ve sınıflardan öğretmenler, uzman eğitimcilerle birlikte yeni ders tarzlarının geliştirilmesinde rol almalı.

En iyi ülkeler

‘The Center on International Education Benchmarking’ en iyi performans gösteren 10 ülkeyi inceliyor. Bunlar Kanada, Finlandiya, Japonya, Güney Kore, Polonya, Singapur, Estonya, Hong Kong, Şangay-Çin ve Tayvan olarak sıralanıyor.

Bir yanıt yazın